8 Şubat 2010 Pazartesi

İstanbul'un Sitemi

Küçük bir hatırlatma: "İstanbul'a Mektup" adlı yazıyla bağlantılı olduğu için, önce o yazıyı okumanız daha sağlıklı olabilir.






Ah çocuk ah. Değişen zamanın yansımaları ruhunuza işlemiş artık. Kendi bunalımlı hayatınızın sebebinin ben olduğumu düşünüp durmaktasınız sürekli. Ben de mi sorun, yoksa sizde mi ?

Zıtlıklar şehrisin demişsin, öyleyim, evet ve inan ki benim gibi bir şehre de bu yakışırdı. Siz insanların kendini beğenmesi gibi, ben de kendimi beğeniyorum, çok doğal değil mi ? Benim hayatımdan nice imparatorluklar, olaylar, tarihler, bunalımlar, güzellikler geçti. Bunları kaldırabilmek öyle kolay değil.

O kadar kişisel olaylar üzerine kurulu ki dünyalarınız…Bencillikleriniz yüzünden bu uçurumları yaratan sizlersiniz aslında. Hiçbirinizde paylaşımcılık üzerine bir gelişme yok. Kendinize bir felsefe edinmişsiniz artık:”hep bana, hep bana.”

İnsanın hep iyiyi istemesinde pek de bir gariplik yok aslında. Lakin benim belirtmek istediğim şey: neden aranızdaki uçurumu büyütmek için hep maddi konularda çabalıyorsunuz ? Ben…Ben kültür doluyum. Böyle bir yerde yaşarken neden bunlardan yararlanmayı düşünmezsiniz, anlamıyorum.

Diyeceğim şu ki; beni suçlamaktan vazgeçin artık. Bana öyle bir varlık gösterin ki her şeyi tam olsun. Nasıl bir insanın iyi veya kötü yönleri varsa aynı şekilde benim de var. Beni kabullenin artık. Ve bilin ki sizler aslında benim için çok da şey ifade etmiyorsunuz. Nice insanlar gördüm yıllardan beri, tek tip ya da çok farklı. Bak işte sadece bende anormallik yokmuş. Sizler de bana benziyorsunuz, bu yönünüzle.

Şimdi, sen kaldığın yerden o ‘arka bahçende’ yaşamaya devam ediyorsun, bu sersefil halinle zaten elli-altmış yıl daha yaşar, ölürsün. Oysa ki benim önümde daha nice yüzyıllar var. Sizler kaybolup gideceksiniz ve ben yine burada kendimle kalacağım. Mutluyum…Ben…Ben İstanbul’um…

5 yorum:

  1. bu istanbulu çok şımartmışlar yahu baksana dediklerine:)
    elif

    YanıtlaSil
  2. Çok daha iyi.
    Koskoca bir şehri,sanki bir dedenin torunuyla konuşması gibi,içten ,samimi,akıcı bir dille konuşturmuşsun.Gerci burnundan kıl aldırmayan,ukala bir tavrı var ama,yani İstanbul bu.Onada böylesi bir tavır yakışırdı doğrusu.
    Beğendim;mükemmele doğru koşar adım ilerliyorsun bana göre.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. böyle giderse en büyük hayranın ben oluncam :P devam et yazmayaaaa (: Pelin.

    YanıtlaSil
  5. Şehirlerin de ruhu vardır.İstanbulun ruhu şöyle demiş bu yazıda bence:"bedenimi alabilirsiniz ama ruhumu asla!"çok güzel:) ayşenur B.

    YanıtlaSil